Şüphesiz bu haftanın en dikkat çekici, belki de en önemli konusu Telegram kurucusu Pavel Durov’un Paris’te gözaltına alınması. 24 Ağustos 2024’de Azerbaycan’dan Fransa’ya geldiğinde gözaltına alınan Durov, dört günün ardından 28 Ağustos 2024’de kefaret ile serbest bırakıldı. Durov yargılanacak ama tutuksuz olarak.
Şu ana kadar bu konuya Fransa, Rusya ve BAE konuya müdahil olmuş durumda. Peki Pavel Durov kim ve Telegram ile ne yapmaya çalışıyor? İfade özgürlüğü ve Batı-Doğu karşılaştırmasına girmeden daha teknolojik açıdan konuyu özetlemek istiyorum.
Biraz geriye gidip Pavel Durov’un geçmişine bakınca aslında Facebook kurucusu Mark Zuckerberg’e cevap olarak Rusya’nın yetiştirdiği bir proje insanı gibi duruyor. 1984 yılında St. Petersburg / Rusya doğumlu Pavel ağabeyi Nikolai ile birlikte Rusya’nın Facebook’u gibi özetlenebilecek bir sosyal ağ olan VKontakte’yi kurduğunda daha 21 yaşında bir gençti.
Kısaca VK olarak anılan bu sosyal ağ çok kısa sürede Rusya ve Rusya etkisindeki ülkelerde milyonlarca kullanıcıya ulaştı.
İşlerin de değişmeye başladığı 2013’de Facebook, Rusya’da günlük 7,8 milyon tekil ziyaretçi alırken VK’nin ulaştığı 50 milyon tekil ziyaretçi sayısı sanırım popülerliği konusunda fikir verebilir. Bu sayede Durov kardeşlerin klasik reklam modeli ile çok ciddi paralar kazandığını görüyoruz. Aslında bunu Durov kardeşler bizim gözümüze sokuyor desek daha doğru olacak. Mesela ofislerinin penceresinden 5000 Ruble banknotlardan uçak yaparak sokağa fırlatması gibi garip hareketlerde bulunuyor.
Tabii ki bu hızlı büyüme, Rus hükümetinin de dikkatini çekiyor ve platforma karşı ciddi bir baskı ve denetim süreci başlıyor. Çok muhtemeldir ki Rus hükümeti bu platformun yönetiminde söz sahibi olmak ve kullanıcıların hareketlerini takip etmek istiyordu. Nitekim bunu da başardılar. Durov kardeşler platformun %48’ini Kremlin ile sıkı temas halindeki bir yatırım grubuna (UCP) sattılar ve ülkeden ayrıldılar. Aslında bu satıştan sonra bile platform üstünde söz hakları olmasına rağmen satış sonrası baskıların daha da arttığı söylenebilir. Bundan sonrası için aslında çok net bilgiler yok. Ama bildiğimiz VK’de artık söz hakları kalmadı.
Rusya’dan ayrılmalarından sonra ilk durakları BAE oluyor. Ağabeyinin teknoloji alanına kendisinin de yönetim ve para konularına odaklandığı yeni girişimlerini 2014’de duyuruyorlar. Bu proje hepimizin bildiği Telegram. VK satışından ne kadar para ellerine geçti bilmiyoruz ama Pavel Durov herhangi bir geliri olmayan Telegram’ı finanse etmeye o zamandan başlıyor. Bugün bile sadece sunucu masrafları ve geliştirici giderlerini karşılamaya yönelik bazı kamusal gruplarda reklam gösterimi ile para kazandıklarını söylüyorlar. Tabii halka açık bir şirket olmadıkları için gelir-gider kalemlerini bilemiyoruz. Ama Pavel’in bu girişime ciddi miktarda para akıttığı çok açık.
2014 yılından beri aramızda olan Telegram ilk günden beri ücretsiz ve gizliliğe odaklı bir mesajlaşma uygulaması olarak kendisini konumlandırıyor. Özellikle gizlilik ve anonimlik konusunda önemli özelliklere sahip. Örneği iki kişinin mesajlaşmalarının (istenirse) karşılıklı olarak şifreli iletildiği ve bu şifreleme algoritmasına Telegram yöneticilerinin dahi müdahale edip çözemediği iddia ediliyor. Ayrıca yine bu yazışmalar istenirse belirli süre sonunda otomatik silinebiliyor. Bu özellik yakın zamanda Whatsapp’a da geldi. Ayrıca kullanıcılar isterlerse sadece takma isimler ile Telegram kullanmaya başlayabiliyor. Bu sayede anonim olarak yazışmalar yapılıp, uçtan uca şifreli ve otomatik olarak silinen mesajlar ile neredeyse hiç iz bırakılmıyor.
Elbette bu özellikler kötü niyetli kişiler tarafından ilk günden beri çok sevildi. Bildiğiniz gibi bu tür teknolojiler öncelikle illegal işler yapan insanların dikkatini çeker. Bu tür insanlar bir nevi early adaptor sayılırlar. Ayrıca Telegram’ın sunduğu grup sohbetleri ve kanallar gibi özellikler yine bu tür insanların dikkatinden kaçmadı. Büyük dosya gönderme imkânı, neredeyse her tür dosya formatını iletebilme özelliği platformu yasadışı materyallerin iletebileceği bir ortam haline getirdi.
950 milyonu aşkın kullanıcısı ile her geçen gün büyüyen Telegram kanallarında ve sohbet odalarında yok yok :) Kripto tavsiyesi, telif hakkı ile korunmasına rağmen çok rahatlıkla burada bulunabilen e-kitaplar, pornografik materyal ve aklınıza gelen gelmeyen her türlü illegal içerik. Ayrıca rejimlere karşı bir araya gelen protesto hareketlerinin de bir numaralı mecrası olmuş durumda. Arap baharında daha çok Twitter bu tür hareketlerin toplanma noktası idi. Ama Elon Musk’ın satın almasından sonra daha sıkı kontrol ve içerik kaldırılmasına yönelen Twitter bu özelliğini kaybetti. Ayrıca Rus ordusunun da Ukrayna ile giriştiği savaşta aktif olarak Telegram’ı haberleşme amaçlı kullandığı biliniyor.
Buraya kadar okuyan, özellikle komplo teorisi sevenler için de birkaç detay paylaşayım. Pavel Durov’un sevgilisi olan ve Fransa’da gözaltına alınmadan önce son seyahati olan Azerbaycan’da (ve hatta öncesinde Kazakistan ve Kırgızistan’da) yanında olan gizemli kişi Juli Vavilova. 24 yaşında ve kripto koçu ve içerik üretici olarak tanınıyor. Bu seyahatlerin neredeyse her anını sosyal medyada paylaşan Vavilova sevgilisi gözaltına alındıktan sonra bir daha ortalarda gözükmedi. Bu da ister istemez Vaviola’nın aslında gizli servisler için çalıştığı teorisinin ortaya atılmasını sağladı. Bu gizli servislerin içinde özellikle Mossad’ın adı ön plana çıkıyor.
Burada atladığımız gibi gözüken bir kişi daha var. O da Pavel’in ağabeyi Nikolai. Pavel şirketi yönetirken tüm teknik konuların sorumlusunun Nikolai olduğunu söylemiştim. Aslında Fransa gözaltı kararı aldığında listede Nikolai da vardı. Ama o gözaltına alınmadı. Çünkü nerede olduğu şu an belli değil. Tüm Telegram ekibinin 30 kişi olduğu söyleniyor. Hiçbir İK çalışanının olmadığı söylenen bu ekibin nerede çalıştığı konusunda ise bilgi yok. Kullandıkları tek adres olan Dubai’deki ofisleri de Pavel’in gözaltına alınmasından sonra kapatılmış.
Rusya harici hem BAE hem de Fransa vatandaşlığına sahip kardeşler (aslında bir ülke daha var ama muhtemelen hiçbirimiz daha önce duymadık. Saint Kitts ve Nevis) genelde Dubai’de yaşamayı tercih ediyorlardı. BAE, Rusya sonrası ilk gittikleri ülke ama Fransa konusu biraz ilginç. 2021 yılında çok sık görülmeyen bir biçimde Fransız vatandaşı oldu. Macron’un Telegram’ı Fransa’ya taşımasını isteyerek bizzat Pavel Durov ile görüştüğü detayını The Wall Street Journal tarafından iddia edildi. Fransa’da gözaltına alınmasından sonra BAE bu konuda ilk tepkiyi veren ülkelerden biri oldu. Hatta en büyük tepkiyi göstererek Fransa’dan alacağı 80 adet Rafale savaş uçağı anlaşmasını dondurduğunu açıkladı. BAE’nin bu kadar sert tepki vermesi sanırım kimse tarafından beklenmiyordu. Ama gözüken o ki BAE ifade özgürlüğü konusunda çok titiz(!) Tabii ki Rusya da devreye girerek Pavel Durov’un gözaltına alınması ve sonrasında Fransa’nın kendileri ile iş birliği yapmadığını belirterek Pavel Durov’la görüşmek istediklerini bildirdi.
Bütün bunlardan sonra Durov kardeşlerin ne ile suçlandığı da açıklandı. Oldukça kalabalık listeyi özetlersek:
Yasadışı işlemlere izin veren platform yönetmek
Kolluk kuvvetlerine gerekli olan belgeleri vermeyi reddetmek
Çocuk pornografisi bulundurulmasına ortaklık
Uyuşturucu ticaretine ortaklık
Kara para aklama
Yasadışı kripto para hizmeti
Bu maddelere bakınca Fransa isterse Durov kardeşleri ömürleri boyunca hapishanede tutabilir. Hepsi ciddi suçlamalar.
5 milyon Euro kefalet ve Fransa’yı terk etmeme şartı ile serbest bırakılan Pavel Durov’u bundan sonra muhtemelen uzun ve sancılı bir mahkeme süreci bekliyor. Çok fazla komplo teorisine girmeden bu mahkemenin devletler arası güç gösterisine dönmesi olası. Rusya’nın işin içinde olması Ukrayna ile olan savaşında çok sık kullanılan bu uygulamanın şifrelenmesini sağlayan anahtarların Batılı devletlerin eline geçmesinden korkuyor olması ile açıklanabilir. BAE yönetiminin ciddi tepki vermesini ise şu anda açıklayacak bir teoriye sahip değiliz. Dünyanın jandarması rolündeki ABD sanırım şu anda kendi seçimlerine odaklandığı için bu konuda neredeyse hiç ses çıkarmadı.
Elimden geldiğince konuyu fazla sosyoloji ve antropoloji eksenine kaymadan özetlemeye çalıştım. Çünkü o konular uzmanlık alanlarım değil. Ama şunu diyebilirim ki bu konuda bildiklerimiz bilmediklerimizin yanında okyanusta bir kum tanesi gibi. Bu oyunun kaç perde olduğunu ya da nerede biteceğini bilmiyoruz. Peki bundan sonra? Belirsiz. Ne olacağını birlikte göreceğiz. İlk perdede şu ana kadar bilinenleri kaleme aldım. 2. perdede yeni gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.