Executive Summary - Yapay Zeka - 1
Profesyoneller için yapay zekâ, teknoloji ve pazarlama gündemi “Executive Summary” başlıyor. İlk sayıda 3 bomba başlık var. Keyifli okumalar!
Executive Summary Nedir?
Sabah gözümüzü açtığımız andan, gece gözümüzü kapadığımız ana kadar bir haber bombardımanı altındayız. Her yerden üzerimize gündem ile ilgili haber yağıyor. Ben takip etmek istemiyorum deseniz de Whatsapp’tan gelen bir paylaşım ile gündemin içine çekiliyorsunuz.
İşin kötü yanı o kadar çok şey aynı anda oluyor ki ne takip etmek mümkün ne de görmezden gelmek. Hiçbir şeyi kaçırmak istemiyoruz ama ilgimiz, zamanımız kısıtlı. Belki de daha da kötüsü kısır ülke gündemine saplanıp kalmak.
Bir yandan FOMO (fear of missing out) kolay baş edebileceğimiz bir durum değil. Diğer yandan da bu yoğun gündem bombardımanından sağ çıkmak zor. Mecburen gündemi takipteyiz.
Bu mecburiyet hali derinlemesine bilgi edinmemizin önündeki en büyük engellerden birisi. Gündemi ortamlarda konuşulduğunda Fransız kalmayacak kadar bilmemiz, bazı durumlarda (mesela toplantılarda) atıp tutacak kadar hâkim olmamız gerekiyor.
Executive Summary, akıp giden gündemi yakalayamayacağını peşinen kabul eden bir haftalık özet. İki yüze yakın yayından, binlerce makale arasından seçtiğim ve okuduğum teknoloji, yapay zekâ ve pazarlama içeriklerinden damıttığım birkaç başlık ve bu başlıklar üzerine görüş ve fikirlerim. Nicelik olarak değil, nitelik olarak dolu bir bülten.
Amacım haberdar etmek değil, C-level bir yönetici kadar bilgi sahibi olmanızı sağlamak. Amacım, farklı bir görüş, taze bir yorum ve profesyonel hayatınızda kullanabileceğiniz faydalı bilgiler sunabilmek.
Keyifli okumalar.
Bu sayıda neler var?
Bu hafta üç konu başlığı ile karşınızdayım. Üç başlık da ucundan kıyısından yapay zekâ ile ilgili. Özete başlamadan önce bu hafta yayınladığım strateji yazısına (hemen aşağıda) bakmak isteyebilirsiniz. Kısa özetleri hemen yazının başında paylaşıyorum. Sonrasında derinlemesine üzerine konuşacağız.
Google’ın ve Aramanın Geleceği
Google’ın son etkinliğinde duyurduğu AI Overview özelliği, hatalı önerileri nedeniyle eleştirildi. Google, bu özelliğin standart bir dil modeli olmadığını, arama sonuçlarıyla etkileşimde bulunduğunu ve geri bildirimlerle geliştireceğini belirtti. ChatGPT gibi dil modelleri, arama motoru kullanımını kökten değiştirebilir. Google, bu tehdide karşı hızlıca uyum sağlamalı, aksi takdirde varoluşsal risk altında olabilir.
Yapay Zekânın “Gerçek” ile İmtihanı
Yapay zekâ için işlenen veriler ne kadar güvenilir? Medyanın geçmişteki taraflı tutumu, kötü çeviriler ve kasıtlı üretilen propaganda içerikleri yapay zekânın doğruluğunu etkiliyor. Meta’nın propaganda kampanyalarını durdurması bu tehlikeyi gözler önüne seriyor. Yapay zekânın gerçek ile yalanı ayırt etmesi zorlaşıyor.
Şimdi Hollywood düşünsün!
Yapay zekâ destekli video üretimi, OpenAI Sora gibi örneklerle dikkat çekiyor. Artık kendi istediğiniz gibi bir dizi ya da film üretmeniz mümkün. Netflix ve Disney+ gibi platformlar kişiselleştirilmiş içerikler sunabilecek. Reklam ve pazarlamada yapay zekâ ile farklı versiyonlar oluşturularak etkileşim maksimize edilebilir, maliyetler düşürülebilir.
Hadi başlıyoruz!
1. Google’ın ve aramanın geleceği
Google, iki hafta önce gerçekleştirdiği GoogleIO etkinliğinde yapay zekâ teknolojileri ağırlıklı olmak üzere 100’den fazla geliştirme duyurdu. Bu duyuruların en önemlilerinden birisi bence arama sonuçlarındaki “AI Overview” özelliği idi. Nitekim, en çok konuşulan yapay zekâ geliştirmesi de bu oldu. Tabir yerinde ise sosyal medya ve teknoloji basını tarafından verdiği yanıtlar sebebi ile topa tutuldu.
Pizzaya malzemeleri yapıştırmak için tutkal kullanma önerisi, peniste yaşayan hamam böceğinin normal olması, Amerika’nın müslüman başkanı olarak Obama’yı göstermesi, böbrek taşı düşürmek için idrar içmeyi önermesi ve Onion’daki bir makaleyi gerçek sanarak her gün biraz taş yemeyi önermesi benim karşılaştığım üzücü örnekler.
Bu ve benzeri örnekler paylaşıldıkça tartışma büyüdü ve Google AI Overview eleştirilerine cevap için bir açıklama yayınladı. Açıklama özetle, AI Overviews’in standart bir LLM (Large Language Models) olmadığını, arama sonuçlarındaki sonuçlar ile etkileşim halinde olduğunu söylüyor. Başarısız sonuçların sebebinin sorunun doğru anlaşılamaması ve sınırlı veri olduğunu söylüyor ve geri bildirimler ile geliştirmeye devam ediyoruz diyor.
Bence haksız da sayılmaz. “Günde kaç taş yemeliyim?” sorusunun, Google Trends verisine bakarsanız, kimsenin bu konuda önceden arama yapmadığını göreceksiniz. Doğal olarak bu konuda yazılmış içerik de sınırlı. Dil modellerinin ironi, hiciv gibi arama cümlelerini ayırt etmesi hakikaten zor. Zamanla bu sorunların üstesinden gelerek giderek mükemmelleşecekler. Tıpkı bugün artık görmediğimiz CGI efektler gibi.
Yapay zekâ teknolojileri Google’ın başına gelen hem en iyi hem de en kötü şey. Arama devinin karşılaştığı en büyük tehdit. Geçen hafta yazdığım “OpenAI, Big Tech’e karşı: “Siz hepiniz ben tek” yazısından ilgili kısmı alıntılamama izin verin.
Son kaybeden ise tahmin ettiğiniz gibi Google. Google açısından Facebook ve Apple’dan farklı olarak varoluşsal bir tehdit var. Google’ın ana işi, onu var eden şey “Google Arama” direkt saldırı altında. ChatGPT başta olmak üzere dil modelleri internette bilgiye ulaşma şeklimizi, arama motoru ihtiyacını, internet deneyimimizi kökten değiştirebilecek potansiyele sahipler. Google bu tehdit karşısında hızlıca uyum sağlamak zorunda. Apple cihaz satmaya, App Store’dan uygulama satmaya devam edebilir. Meta, Facebook ve Instagram üzerinden reklam gelirleri ile hayatına devam edebilir. Ama Google Arama’nın zayıfladığı bir Google ciddi yara alır, belki de ayakta kalamayabilir. Google’ın gelirlerine baktığınızda arama reklamı gelirleri geriye kalan tüm gelirlerinin toplamından daha fazla. Google yapay zekâ konusunda algıda geri kalmış durumda. Bir şekilde adapte olmak zorunda ki hayatta kalsın.
Google’ın yaptığı arama motoru deneyimini değiştiren değişiklikler sadece Google’ın varoluşu için değil milyonlarca web sitesinin varoluşu için de kritik. Google organik arama dünya üzerindeki neredeyse tüm web siteleri için en önemli trafik kaynağı. Arama sonuçlarındaki sıralama değişikliği sizi vezir de yapabilir rezil de. Yapay zekâ geliştirmeleri öncesi Google birkaç kez algoritma değiştirmişti. BBC’deki bir yazı bu değişikliler üzerinden internet artık eskisi gibi olmayacak diyor. Aşağıdaki grafik vezir ve rezil olmanın görünür hali. Sadece Google algoritma değişikliği sebebi ile işiniz ticari olarak batma noktasına gelebilir.
Google, bu algoritma değişikliklerini spam içerikleri engellemek için yapıyor. Google’a göre arama sonuçlarında daha düşük kaliteli, orijinal olmayan içerik %45 azalmış. Kullanıcı deneyimi açısından ciddi bir iyileşme var ortada. SEO için üretilmiş gereksiz içeriğin tüm interneti çöpe çevirdiği ortada. Kullanıcı bu çöpler arasında aradığını bulmaya çalışıyor. Google görülen o ki içerik üreticilerini üzmeye devam edecek.
Algoritma güncellemeleri üzerine bir de ana sayfanın üzerinde her soruya cevap veren “AI Overviews”i ekleyin. Kullanıcının sitenize gelmeden sorusunun cevabını aldığını. BBC’ye katılıyorum, bence de internette hiçbir şey aynı kalmayacak.
2. Yapay zekânın “gerçek” ile imtihanı
Jean Baudrillard 1991 yılında Körfez savaşı ve medyanın rolü üzerine “The gulf war did not take place” olarak derlenen üç makale kaleme aldı. Bu yazılarda Baudrillard, özetle vahşetin medya araçları ile bize savaş olarak sunulduğunu ve izlediğimiz şey ile gerçeğin birbirinden çok farklı olduğunu savunuyordu. İzlediğimiz uçaklardan atılan bombalar, patlayan hedefler ile inşa edilen bir alternatif gerçeklik içerisinde ölen Iraklılar hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorduk. Bu dönemin kayıtlarını işleyen bir yapay zekâ Körfez Savaşı ile ilgili sorulara sizce nasıl cevap verir?
1991’de henüz internet yaygınlaşmamışken üretilen veri miktarı ile bugün üretilen veri arasındaki farkı hayal etmek mümkün değil. Aşağıya 2023 yılından bir Statista verisi bırakıyorum. 2010 ile günümüzü kıyaslamanız için. 1991’i hayal bile edememem bu yüzden.
İçerik üreticilerinin artması, yazıdan önce fotoğraflara sonra da videoya geçiş, internete erişimin artması ve doğal olarak içerik üreticisi sayısının artışı bu devasa büyümenin sebebi. İkinci soru, bu verilerin ne kadar güvenilir olduğu ve bu verileri analiz eden yapay zekâ modellerinin elde edeceği sonuçlara güvenip güvenmeyeceğiniz?
Doğru bilgiye ulaşmak konusunda hayal kırıklığı yaratmak istemem ama yeni yapılan bir araştırma durumun daha da kötü olduğunu söylüyor. Araştırmaya göre web içeriğinin büyük bir kısmının üreticisi eski tip makine çevirileri. Makale, özellikle reklam geliri amacıyla içeriklerin birçok dile otomatik olarak çevrildiğini, düşük kalitedeki bu çevirilerin yapay zekânın da veri topladığı internettin büyük kısmını oluşturduğunu söylüyor. Bu kötü çevirilerin sonucu yapay zekânın çıktılarının kalitesinin düşeceği aşikâr.
Kötü çeviriler ticari amaçlarla özensizce hazırlanmış içerikler. Ortada bir art niyet yok. İş burada bitmiyor. Geçen hafta Meta (Facebook), Çin ve İsrail kaynaklı 6 tane propaganda kampanyasını yakaladığını ve durdurduğunu açıkladı. Yazıdan alıntılıyorum:
Meta, Çin'de ortaya çıkan bir ağın birkaç düzine Instagram ve Facebook hesabı, sayfası ve grubundan oluştuğunu ve küresel Sih topluluklarını hedef almak için kullanıldığını söylüyor.
İsrail'de izi sürülen bir başka kampanyada ise 500'den fazla Facebook ve Instagram hesabı kullanılarak yerel Yahudi öğrenciler, Afrikalı Amerikalılar ve "endişeli" vatandaşlar gibi davranılarak ve İsrail'in askeri eylemleri övülmüş ve kampüs antisemitizmi tartışılmıştır.
Meta, Çin merkezli kampanyadaki hesapların yapay zekâ tarafından üretilen görseller paylaştığını ve İsrail kampanyasının yapay zekâ tarafından üretilen yorumlar yayınladığını tespit etti.
Bu işin yakalanan kısmı. Üçüncü sorum sizce yakalanmayan ve kötü amaçlı olarak internette dolaşan içerik miktarı sizce ne kadardır? Yapay zekâ tüm bu bilgilerle beslenirken doğru ile yanlışı, gerçek ile yalanı nasıl ayırt edecek?
Anlatılarla var olmuş, gerçekte hiç yaşamamış yerli bir kahramandan bahsetmeme izin verin: Hezarfen Ahmet Çelebi. Sizin için Google Gemini’ye sordum. Hiç yaşamamış birisi için iddialı cevaplar. :)
Bu konuda yapay zekânın babası dediği Lagari Hasan Çelebi‘nin de yaşamadığı “Roket Adam” olarak uçmadığını da belirtmeme izin verin.
Başta Baudrillard referansı verirken aklımda hep 1. Dünya Savaşı vardı. Savaşa katılan son asker Florance Green, 110 yaşında 4 Şubat 2012’de öldü. Savaşa şahitlik eden hiç kimse kalmadı. Son sorumu da buraya bırakayım: “1. Dünya savaşı gerçekten yaşanmış mıdır?”
3. Şimdi Hollywood düşünsün!
Yapay zekâ ve video üretimi denince şu an en etkileyici örnekler OpenAI Sora’dan geliyor. Open AI Sora ile yapılmış kısa film “Air head” filmini izlemenizi öneririm. İş ciddi. Daha önce Sora ile ilgili Buraksu.com’da konu ile ilgili çekincelerimi belirten bir yazı yazmıştım. Showrunner’ı görünce o yazıyı tekrar okudum. “Videocular işsiz kalacak” konusuna temkinli yaklaşmışım. Görülen o ki teknoloji videocuları değil tüm Hollywood’u işsiz bırakacak gibi. Hemen aşağıya teaser videosunu bırakıyorum.
Showrunner’ın sitesinde paylaştığı “Exit Walley” yapay zekâ ile hazırlanmış bir kısa film. Kesinlikle çok iddialı. Sevdiğimiz dizinin yeni bölümünü beklememize artık gerek yok. Kendimize özel bir içerik üretmek ve onu izlemek yakında mümkün olacak gibi gözüküyor.
Showrunner’ın arkasındaki teknolojiyi geliştiren Fable geçen sene yapay zekâ ile üretilen özel bir South Park bölümü yayınlamıştı. Orijinalinden ayırt etmek neredeyse imkânsız. Arkasındaki yapay zekâ teknolojisinin makalesini de ilgilisi için buraya bırakayım.
Netflix, Disney+ gibi platformlar tüm abonelere sunduğu aynı içerik yerine gerçekten kişiselleştirilmiş içerikler sunabilecekler. Titanic filmini yıllar sonra tekrar izlerken, Jack’i kurtarabilir ve filmi mutlu sonla bitirebilirsiniz. Streaming servisler için yeni abonelik tipi “subscriber-driven” içerikler olabilir. Ev eğlencesi baştan sonra değişeceğe benziyor.
İşin reklam ve pazarlama tarafı bence çok daha etkili sonuçlar doğuracak. Bugün herkese milyonlar vererek çektiğiniz reklam filmini aynı şekilde gösteriyorsunuz. Her bir alternatif versiyon için ek prodüksiyon maliyetlerine katlanmanız gerekiyor. Yapay zekâ ile aynı reklam filminde farklı oyuncular oynatabilecek, her kitle ile maksimum etkileşim alacak şekilde yer, zaman, oyuncu, hikâye değiştirebileceksiniz. Tüm versiyonları A/B testinde yarıştırıp en fazla satış getirene bütçe ayırabileceksiniz. Hem de on, on beş sene sonra değil sadece 1-2 yıl içinde.
Gündeme seyirci kalmamak için haftaya yeni başlıklar, yeni yorumlar ile karşınızda olacağım.
İyi haftalar!
Finalde ileri okuma olarak BONUS iki içerik bırakayım.
Bu harika yazıyı, Enes kaleme almış: “Bilgide boğulurken can simidi ne olmalı?”
Bilgi hiyerarşisi ve tarihçesi için keyifli bir hikâye de benden:
Soluksuz okudum. Ellerine sağlık. Çok doyurucu ve bir o kadar da alt kaynaklarla desteklemişsin.