Executive Summary - Yapay Zekâ - 11
2 haftalık aranın ardından yeni bir bültenle karşınızdayız!
Yeni bir Yapay Zekâ bülteninden merhaba!
Bu sayımız her zaman ki gibi zengin ve doyurucu. 🙂
YZ insanla rekabet etmeye devam ediyor.
LinkedIn'de YZ içerik bolluğu
Z Kuşağının YZ ile ironik ilişkisi
Google’dan çeşit çeşit YZ projeleri
Aziz Musk’ın kuyruk acısı
ve daha fazlası sizleri bekliyor.
Keyifli okumalar!
İnsanlık vs Yapay Zekâ: Rekabette Son Durum
Bu 11. bültenimiz ve bu bültenlerin neredeyse hepsinde yapay zekânın kapasitesinin her geçen gün arttığına dair bilgiler ve veriler paylaştık. Son ve en ilgi çekici veri ise Stanford Human-Centered AI Enstitüsünden geldi. Rapora göre yapay zekâ insanları görsel oluşturma ve yazma görevlerinde (en karmaşık alanlarda bile) geride bırakıyor.
Enstitüye göre yapay zekâ karşısında insanların avantajlarını yeniden gözden geçirmek gerekiyor. İnsanlar için rutin olan birçok görev artık yapay zekâ tarafından yapılabiliyor ve bu da bize ne gerek var manasına geliyor.
Yapay zekâya karşı bizi koruyacak bir çare var mı derseniz raporun satır aralarında insanların hala üstün olduğu niş alanlara odaklanmak bir öneri. İşe yarar mı? Şimdilik…
Reddit üzerinde ki tartışmalar ilginç. İnsanlar kendilerinden zeki başka bir insana bile tahammül edemezken yapay zekâya tahammül etmesini beklemek gerçekçi olmaz. Yapılan testlerin yapay zekânın eğitildiği alanda olduğunu savunan kullanıcılara göre bu testleri yapay zekâyı eğiten mühendisler yapmamalı. Peki kim yapmalı? Onun da cevabı yok. %100 haklı bir eleştiri. Ama sonucu etkileme şansı pek yok. Bir kısmımız işsiz kalacak ya da iş değiştirecek. Sen de yargılanacaksın Sam Altman!
Yapay zekânın en çok büyüteceği sektörlerden birisi bence dolandırıcılık. Sürekli öğrenen ve yedi yirmi dört çalışan telefon dolandırıcısı botların ne kadar verimli olabileceklerinin farkında mıyız? Bir de buna eşinin, çocuğunun sesini taklit edebilme yeteneğini ekleyin. Düşününce sektörel büyümeden değil bence bir patlamadan bahsediyoruz. Bu noktada bizimde elimiz boş değil. 🙂
İrlanda’da İngiliz telefon şirketi 02 dolandırıcıları yavaşlatmak için yapay zekâya dayalı önlemler almaya başladı. Önlemin adı büyükanne Daisy Harris. Yapay zekâ ile tasarlanmış olan büyükanne, çağrı merkezi sistemi veya bulut tabanlı bir platform üzerinden çalışıyor ve belirli stratejilerle dolandırıcıları uzun süre meşgul edebiliyor. Büyükanne Daisy, belirli telefon numaraları üzerinden dolandırıcıların aramalarını yanıtlıyor ve dolandırıcıları meşgul ederek birilerinin dolandırılmasını engelliyor, yavaşlatıyor. Bu soğuk hikaye ile ilgili Kingston Üniversitesi kriminoloji ve adli dilbilim uzmanı Elisabeth Carter’ın açıklaması önemli: “Pratik düzeyde operasyonları bozsa da dolandırıcılığı anlamlı bir şekilde engelleyemiyor.” Demek ki her canlı bir gün dolandırılmayı tadacak.
Yazarlar için Son Çağrı
Yapay zekâ kullanılarak yazılan içerikler interneti sarmış durumda. Okuduğumuz metinleri (evet bu metni bile) yapay zekânın oluşturup oluşturmadığını bilmiyoruz. Birazcık şüpheci olan herkesin zihninin bir köşesinde bu soru var. Bu sorunun ne kadar haklı olduğu ile ilgili bir haber var sırada.
Öyle ki Orginality AI’ın LinkedIn paylaşımları üzerinde yaptığı analize göre, LinkedIn içeriklerinin %54’ünden fazlası yapay zekâ ile oluşturulmuş. LinkedIn sitedeki gönderilerin kaçının YZ araçlarıyla yazıldığını veya düzenlendiğini takip etmediğini söylüyor. Platformda normalde de kurumsal bir dil kullanıldığı için de içeriklerin nasıl oluşturulduğunu ayırt etmek kolay değil. Zaten insanlar yazdığında da kendileri gibi değil “görülmek istedikleri gibi” yazıyorlar. Şahsi fikrim LinkedIn içeriklerin tamamının da AI ile yazılabileceği. Bence kimse için pek de önemli değil zaten.
Daha önce böyle bir araştırma Substack’deki ücretli bültenler için de yapılmıştı. Substack’te oran %10’uYZ, %90 insandı. Bu oranı saptamak pek de kolay değil. Bu bültenlerin hazırlanması sırasında çok zaman kazandırdığı için ve verimli olduğu için farklı LLM’ler kullanıyoruz. Yazma işi yazarlarımızın kan, ter ve gözyaşı ile gerçekleşse de biten yazının imla hatalarından tutunda geri bildirimlerine YZ teknolojileri bizim açımızdan sürecin içindeler.
Substack’de olduğu gibi LinkedIn gibi resmi bir politika belirlemiş değil ve içeriklerin YZ kullanımı nedeniyle kaldırılmadığını belirtiyor. Bence bu durumu durdurmak mümkün değil. Gerek de var mı bilemiyorum. Önemli olan içeriğin kalitesi ve derinliği. Özellikle derinlik kısmı için farklı bilgilerle bağ kurmak gerekiyor. Bu bağları YZ şimdilik bizim kadar iyi kuramıyor. Yazar dokunuşu denen şey de bence tam bu noktada başlıyor. Bültenlerimizi farklı yapan şey eklediğimiz görüş ve yorumlar. Şimdilik yapay zekâya “bak işine kardeşim” diyebiliyoruz. Ama şimdilik…
Neden şimdilik? Artık yazar dokunuşu konusu da YZ teknolojisinin gündeminde. Claude AI, kullanıcıların yazma görevlerinde daha gerçekçi içerikler üretmesi için yanıtların tonunu ve uzunluğunu ayarlamalarına olanak tanıyan bir “yazı stili” özelliği geliştirdi. Kullanıcılar, chatbot’u kendi iletişim tarzlarına göre eğitebilir ya da Formal (net ve düzgün), Concise (kısa ve doğrudan) ve Explanatory (eğitim odaklı ve detaylı) gibi önceden ayarlanmış stillerden birini de seçebilir. Claude ayrıca kullanıcıların yüklediği örnek içeriklere dayanarak özel yazım tarzları oluşturulmasına da olanak tanıyor. Böylece kendi tarzınıza uygun içerikler oluşturabilirsiniz.
Artık yapay zekâ çağında değil kişiselleştirilmiş bir yapay zekâ çağındayız!
Yapay Zekâya güvenilir mi?
Yapay zekâyı en çok kullanan kesim açık ara Z kuşağı. Google, ABD'de tam zamanlı olarak çalışan ve yaşları 22 ila 39 arasında değişen 1.005 bilgi çalışanının (knowledge worker) yapay zekâ alışkanlıklarını anlamak için bir anket gerçekleştirdi. Google’ın yaptığı ankete göre, katılımcı Z kuşağının %93’ü haftada en az iki YZ aracı kullanıyor. Bu araçlarla en çok yaptıkları iş: e-posta yazmak ve toplantı notları almak. Bu kuşak aynı zamanda YZ araçlarını arkadaşlarıyla paylaşıyor ve 4/3’lük kısmı ise bu teknolojinin kendileri için daha iyi bir lider olmalarına yardımcı olacağına inanıyor. Bu neslin %62’si ise YZ’nın ileride işlerini ellerinden alacağı endişesini yaşıyor. Bence çoğumuzun YZ ile ilişkisi Z kuşağından pek de farklı değil. Bir yandan işlerini kolaylaştıran diğer yandan bizi işsiz bırakacak yapay zekâ asistanı! İronik!
Yapay zekâ ile ilgili tek endişe gelecekte işsiz kalmak değil. Diğer bir endişe kaynağı YZ’nın verdiği bilgilerin gerçekliği. Tow Center for Digital Journalism’ın yaptığı araştırma, ChatGPT’nin yayıncı içeriklerini kaynak gösterirken yanlış çıktılar verdiğini gösteriyor. Yapılan incelemede ChatGPT, 20 farklı yayıncıdan alınan 200 alıntıdan 153’ünde hatalı kaynak gösterdiği belirlendi.
Asıl sorun ise yanlış sonuçlar vermesine rağmen çıktıların doğruluğunda ısrar etmesi, halüsinasyon görmesi oldu. Daha önce duymadıysanız yapay zekâ halüsinasyonu, bir yapay zekâ sistemini veya modelini işlediği verilere göre yanlış veya yanıltıcı sonuçlar üretmeye yönlendiren bir tür sorun veya yanılsama. Beklenti zamanla hastanın iyileşecek olması.
Ayrıca intihal yapan siteleri gerçek kaynak olarak göstermesi. Bu tür hatalar yapay zekânın sunduğu çıktılar noktasında endişeleri de beraberinde getirdi. OpenAI ise bu soruna karşılık alıntı doğruluğunu artırmak için çalışmalarını sürdürdüğünü söylüyor.
Bir başka sorunu ise Eski Google CEO’su Eric Schmidt dile getirdi. Genç erkeklerin yapay zekâ sevgililere aşırı ilgi göstermesinin ciddi bir sorun olduğunu belirten Schmidt, YZ partnerlerin gençleri büyüleyerek gerçek dünyadan kopardığını ve 12-13 yaşındaki çocukların bu teknolojiye hazır olmadığını söylüyor.
Florida’da bir çocuğun yapay zekâ sohbet botu sebebiyle intihar etmesini daha önce bültende yazmıştık. Bu intihar sonrasında bazı güvenlik tedbirleri gündeme gelse de konu hızlıca unutuldu. Henüz bu tarz teknolojik deneyimlerin başındayız. Bu sorun özellikle genç erkekler için tehlikeli bir saplantı hâline geliyor.
Genç Beyinler, Dijital Dehalar: Google'ın İstila Planı
Bu sayıda, bültenlerde ara ara yer verdiğimiz Google’ın YZ macerasına odaklanmak istedik. Google farklı ürünlerle, farklı araç ve deneyimlerle bu alana yatırım yapıyor. Bu hafta çok bilinen gelişmeler değil, az bilinen Google YZ gelişmelerini derledik.
İlk haberimiz Londra’da açtıkları yapay zekâ kampüsü. Bu kampüste 16-18 yaş arası öğrenciler için yapay zekâ ve makine öğrenimi alanında eğitim, mentorluk ve gerçek dünya projelerine katılım fırsatı sağlanıyor. Bu kampüste öğrenciler, sağlık, sosyal bilimler ve sanat gibi alanlarda gerçek dünya projeleri üzerinde çalışacak.
Google, Birleşik Krallık'a AI okuryazarlığı için 865,000 pound fon sağladı. Fon, öğretmenlerin eğitimi için Raspberry Pi Foundation ve Parent Zone tarafından kullanılacak, hedef 2026 yılına kadar 250,000 öğrenciye ulaşmak.
Google’ın yapay zekâ alanındaki çalışmaları çeşit çeşit demiştik. Gemini gibi amiral gemisi olan büyük teknolojilerin yanında görece küçük projeler de var. Spotify, Google’ın Gemini Extensions özelliğini desteklemeye başladı. Bu özellik sayesinde Gemini şarkı, sanatçı, albüm ve çalma listesi isimlerine göre veya belirli bir aktiviteye uygun müzik çalabiliyor. Ancak şu an Spotify’da çalma listesi veya radyo istasyonu oluşturamıyor. Özelliği kullanmak için Spotify ve Google hesaplarınızı bağlamanız ve Gemini Apps’i etkinleştirmeniz gerekiyor. Şimdilik sadece İngilizce dilinde çalışıyor ve 72 saate kadar sorguları saklayabiliyor.
Google’ın yapay zekâ konusunda gelişme kaydettiği alanlardan biri de satranç. Google 2024 Dünya Satranç Şampiyonası’nın baş sponsoru oldu. Ama asıl yaptığı bu değil. AlphaZero projesiyle satrançta yapay zekânın yaratıcılığını ortaya koyan Google, bu yöntemleri daha sonra gerçekte protein yapılarının tahmini, matematiksel araştırmalar ve algoritma keşifleri gibi alanlarda kullandı.
GenChess adlı yapay zekâ uygulaması ise özel satranç setleri tasarlayabiliyor. Bu ay Gemini uygulamasında YZ ile satranç oynama özelliği de sunulacak satranç temalı yenilikler arasında. Artık rakibiniz verilerle beslenen bir yapay zekâ. Bununla da kalmayan Google, Satranç Şampiyonasını yapay zekâ destekli analizlerle takip etmeye yarayan Chatting Chess özelliğini de duyurdu.
Bir alternatif kullanım da Microsoft’tan: Aziz Peter Bazilikası
Vatikan ve Microsoft, St. Peter Bazilikası’nın 3D dijital replikasını oluşturmak için yapay zekâ ve ileri teknolojilerden yararlandı. Dört yıl süren çalışmalar sonunda insanların bu kutsal yapıyı çevrimiçi olarak görebilecekleri bir model oluşturuldu. Proje bu yapıyı insanlara göstermenin yanında yaklaşık 400 yıllık bu eserin yapısal sorunlarını da tespit etmeyi amaçlıyor. Aziz Peter’i bırakalım ve gelelim teknoloji dünyasının başka bir azizine.
Rekabetin Koruyucu Azizi: Elon Musk
Aziz derken ironi yaptığımın umarım farkındasınızdır. Elon Musk OpenAI ile ilgili geçmişi kurcalamaya devam ediyor. Rekabetin koruyucus Aziz Musk, OpenAI ve Microsoft gibi ortaklarını rekabete aykırı uygulamalarda bulunduklarını iddia ederek mahkemeye önleyici tedbir başvurusunda bulundu. Bu uygulamaların ise kendi şirketi olan xAI dahil olmak üzere diğer rakiplere zarar verdiğini belirten Musk’ın amacı OpenAI’ın kâr amacı güden bir şirkete dönüşmesini durdurmak.
Sora Sahneye Erken Çıktı
Bu bültenin son haberi ise sanatçıların Open AI protestosu. OpenAI’ın henüz piyasaya sürülmeyen Sora modelinin test kullanıcısı olan sanatçılardan bazıları, modeli Hugging Face adlı AI modellerinin yer aldığı bir platformda izinsiz olarak yayınladı. OpenAI müdahale edip erişime kapatana dek korsan Sora ile birçok YZ videosu üretildi.
Sanatçılar açık bir mektup yazarak,
SANATÇILAR SİZİN ÜCRETSİZ AR-GE'NİZ DEĞİLDİR!
☠️ Biz sizin: ücretsiz hata testçileriniz, PR kuklalarınız, eğitim verileriniz, doğrulama jetonlarınız değiliz ☠️
dediler. OpenAI ise elbette dile getirilen eleştirileri kabul etmedi. Programa katılan sanatçıların gönüllülük esasına göre seçildiğini ve Sora’nın onlardan gelen geri bildirimlere göre geliştirildiğini ifade etti. Bu tartışmaların ışığında modelin yılsonuna kadar piyasaya sürülmesi beklendiğini de ileteyim.
Geldik bir bültenin sonuna. Umarım faydalı olmuştur.
Peki bu bülteni bir ihtiyaç sahibine göndermeye ne dersin?
Bir sonraki bültende görüşmek üzere!