Executive Summary - Pazarlama - 9
Jaguar, Mike Tyson, Apple TV, sevimli adam Elon Musk ve dahası bu haftanın gündeminde!
Pazarlama bülteninden merhaba! Gündemi Jaguar’ın yeni logosu hareketlendirdi. Elbette biz de eksik kalmayıp bu konuyu ve daha fazlasını yazdık. Başlıyoruz!
Gezme Jaguar Bu Dağlarda, Seni Avlarlar
Bültene rengarenk bir haberle başlıyoruz. Yeni bir kimlik, yeni renkler ve yeni bir logo. Evet Jaguar’ın yeni tanıtımından bahsediyorum. Geçen haftanın sosyal medyada en çok konuşulan konulardan birisi Jaguar’ın lansmanı oldu. Jaguar yaşlı zengin amcaların markası imajını arkasında bırakmaya and içmiş gibi. Marka, yeni kimliğini çoşkulu modernizm olarak adlandırıyor. Ne yalan söyleyeyim, coşkulu olduğu kesin. 🙂
Bu lansmanın sebebi sadece bir logo değişikliği değil. Jaguar artık sadece elektrikli araç üretecek. Tesla’nın ve Çinlilerin domine ettiği elektrikli araç pazarında kendisine yer edinmek adına da oldukça cesur bir adım atıyor. Sadece adım atıyor demek haksızlık olur. Markanın arkasında bıraktığı köprüleri de yakıyor.
Burak’ın da bu hafta söylediği gibi bu adımı atarken de yeni pazarda tutunmak için tüm yatırımlarını çöp etmek konusunda cesurlar ve yeni bir Jaguar dünyası yaratmak niyetindeler. Markanın ana mottosu “copy nothing”. Bu yeni dünyayı “delete ordinary” ve “live vivid” gibi güçlü sloganlarla süslüyor.
Yeni logo iyi mi olmuş, kötü mü olmuş tartışması biraz kısır bir tartışma. İşlerin üzerinde tepinmeyi doğru da bulmuyoruz. Bizim yorumumuz açık:”Cesur olmuş.”
Tesla’nın yeni rakibi olması münasebetiyle Elon Musk da tartışmaya dahil oldu. Bu sevimli adam X’de Jaguar’a “Araba mı satıyorsun?” diye sordu? Jaguar ise Musk’ı 2 Aralık’taki Miami "Copy Nothing" sergisine davet etti.
Elon Musk’ın alaycı yorumu ve reklamın estetiği tartışma yaratsa da Jaguar genç ve zengin kitleyi hedefleyerek yeni nesil bir lüks marka algısı oluşturmayı amaçlıyor. Musk’ın bile dikkatini çektiğine göre Jaguar tanıtım noktasında istediği erişimi aldığını söyleyebiliriz. Ama bakalım bu hamle, Jaguar'ı Tesla'nın dikiz aynasında görünür kılacak mı? Elbette Jaguar ekibinin bildiği ama bizim bilmediğimiz şeyler de var.
Bir Netflix Pazarlaması
Haftanın diğer çok konuşulan konusu Jake Paul & Mike Tyson müsabakasıydı. Milyonlarca insan saatlerce ekran başında heyecanla maça kitlendi. Maç ise beklentileri karşılamaktan çok uzaktı. Maçın dışında teknik aksaklıklar ve yayın kalitesi kullanıcıları çileden çıkaran başka bir sebep oldu.
"Acaba yayın düzelecek mi?" sorusu insanları ekran başında tutan başka bir heyecan oldu.
Tüm bunlara rağmen Jake Paul ve Mike Tyson maçı hem çok izlendi, öncesi sonrası çok konuşuldu. Maçın kazananı milyon dolarlık çeklerle sporcular ve elbette ki Netflix oldu. Daha önce Executive Summary - Pazarlama bülteninin üçüncüsünde olimpiyatlar sonrası streaming platformlarının stratejisinden bahsetmiştik. Netflix rekabette ilk adımı atanlardan. Takip etmeye, yazmaya devam.
Apple TV Yerinde Saymaktan Vazgeçecek Mi?
Veriler Netflix kazanırken Apple TV’nin kaybettiğini gösteriyor. 2019 yılından beri içeriklere 20 milyar dolar harcayan Apple TV’nin ABD’de izlenmeden aldığı pay yalnıza %0,3. Netflix’in 283 milyon abonesi var. Apple TV’nin abone sayısı ise 25 milyon. Bu abone sayısı Peacock ve Paramount+ gibi görece küçük platformlardan bile daha az kullanıcı demek.
Bunun nedenleri arasında Apple’ın pazarlama açısından sınırlı çabaları ve içerik olarak diğer platformlardan daha az içeriğe sahip olması gösteriliyor. Apple'ın içerik portföyü adeta özenle seçilmiş, sınırlı sayıda parçadan oluşan bir butik mağaza gibi. Tek sorun pek fazla kimse alışveriş yapmıyor.
Apple bütün bunları göz önünde bulundurarak içeriklerini lisanslama ve bu içeriklere Prime Video üzerinden erişim sağlama gibi stratejiler planlıyor. Apple’ın diğer platformlardan farkı düşük abonelik ücretleri ve reklamsız olmasıydı. Bu yapısı ile prestij kazanan marka artık izleyici kitlesini de genişletmek istiyor. Bakalım bunun için hangi özelliklerden vazgeçecek.
Değişime Ayak Uyduran Medya
Streaming platformların etkisi sadece Apple ile sınırlı değil. Kablo TV işi de her geçen yıl daha kötüye gidiyor. Comcast bu gidişe son vermek için bölünmeye karar verdi. Comcast, kablo TV müşteri tabanının daraldığı bu dönemde CNBC, MSNBC ve Universal Kids gibi değerli markalarını "SpinCo" çatısı altında toplanacak. Hedef, geleneksel yayıncılıktan, içerik odaklı bir platforma evrilmek.
Yıllarca şirket evlilikleri, satın almalar ile büyüyen medya sektörü ilginç şekilde rekabet edebilmek için gönüllü olarak bölünüyor. Bir olası bölünme ise Google ile Chrome arasında gerçekleşebilir.
Chrome’u Satın!
Daha önce ABD Adalet Bakanlığının Google’ın tekel olması iddiası ile açtığı davadaki önlem paketinden bahsetmiştim. Bu önlemlerin amacı pazara girecek olan diğer şirketler için engellerin azaltılmasıydı.
Nisan ayında yapılacak mahkeme için ise Adalet Bakanlığının sunduğu yeni öneri çok daha radikal. Bakanlık arama pazarındaki rekabeti yeniden sağlamak için Google’ın Chrome web tarayıcısını elden çıkarması gerektiğini belirtti. Ayrıca bakanlık şirketin Android işletim sistemini de ayırmasının gerekebileceğini ifade etti.
Öneriler çözümler arasında, Google’ın üçüncü taraflara (Apple ve diğer telefon üreticileri dahil) kendi arama motorunu varsayılan yapmak için para veya değerli herhangi bir şey sunmasının yasaklanması da bulunuyor.
Önerilere bakılırsa şirket, mecburen tekel konumundan tüketici odaklı olmaya doğru evrilecek.
Tam bu karmaşanın ortasında Perplexity CEO'su Aravind Srinivas sahneye çıkıp "Perplexity Chrome'u satın almalı mı?" diye sosyal medyada bir bomba patlattı. Google’ın kendisini pek ciddiye almadığı aşikâr.
Musk: “Benim Olacak Twitter, Binicem Üstüne Vuracağım Kırbacı”
Elon Musk Twitter’ı satın alırken tam olarak başlıktaki gibi düşünüyor olmalı. Garibim Twitter nerelerden nerelere geldi. Teknoloji bülteninde Twitter’ın değerinin eridiğinden bahsetmiştik.
Musk, aldığı kararlarla mecrayı adım adım kaliteli içeriğin değer görmediği, etkileşimin ödüllendirildiği bir hale getirdi. Kullanıcılar ufak ufak platformu tek etmeye başlamıştı zaten. Buna ek, Musk’ın, Trump’ı desteklemesi de kullanıcıların X’e karşı olan eleştirilerini artırmasına neden oldu.
Queensland Teknoloji Üniversitesi’nin (QUT) yayınladığı çalışma, X’in, algoritmalarını Cumhuriyetçi eğilimli içerikleri ve Musk’ın kendi gönderilerini öne çıkarmak için değiştirdiğini iddia ediyor. Çalışmada, Temmuz ayında Donald Trump’a desteğini açıklamasından sonra Musk’ın gönderilerinin %138 daha fazla görüntüleme ve %238 daha fazla retweet aldığı belirtiliyor.
Geçen hafta, Guardian’ın X’de yer almayacağını ve hesabını kapattığını teknoloji bülteninde yazmıştık. Seçimlerin ardından tepkisel olarak kitlelerin platformu terk ettiği rahatlıkla söylenebilir.
X şu anda "negatif marka değeri" üreten, kullanıcı güvenini tüketmiş bir platform. Algoritma manipülasyonu, politik tarafgirlik ve içerik kalitesindeki düşüş, markanın itibar kaybını hızlandırıyor. Son dönemde Bluesky platformunda görülen kullanıcı sayısındaki artış da bu itibar kaybının göstergesi gibi. X’in pazarlamacılar için organik bir iletişim mecrası olma vasfı kalmadı. Markalar için Bluesky hesaplarını açmanın zamanı geldi.
Sosyal Medya için 16+ Şartı
Avustralya hükümeti, sosyal medya uygulamalarının çocuklar için denetimlerini yetersiz bularak 16 yaş altı çocukların sosyal mecralara erişimini yasaklayan bir yasa çıkardı. Platformlar yeni yöntemler geliştirerek daha güvenli bir ortam yaratmaya çalışsa da (örneğin Instagram yapay zekâ ile küçük yaştaki kullanıcıları tespit ediyor) iş, devletlerin tedbir alacağı noktaya gelmiş gibi gözüküyor.
Bu noktada çocukların yasaklanmış platformlardan daha da tehlikeli alanlara yönelmesi endişesi de düşünülmeli. Avustralya Hükümeti'nin bu konuda yaptırım uygulaması tam olarak bundan dolayı zor. Önümüzdeki dönemde başka ülkelerinde benzer kararlar almasını bekleyebiliriz. Platformları değişime zorlayacak bu tarz düzenlemeler, yeni uygulamalar ve mecralar için de fırsat olabilir.
TikTok’un Video Oluşturma Aracı: Symphony
TikTok, markaları platforma çekmek için oluşturduğu yeni yapay zekâ aracı Symphony Creative Studio’yu duyurdu. Tiktok, bu yeni aracı ile markalar için daha kolay içerikler oluşturmasını planlıyor.
Symphony, ürün açıklamaları veya URL’lerden TikTok trendlerine uygun videolar oluşturabiliyor. Billo ve Getty Images gibi lisanslı içerik sağlayıcılara entegre edilmiş olan bu araç, özellikle video prodüksiyonu konusunda deneyimi olmayan markalara düşük maliyetle profesyonel içerik oluşturma imkânı sunuyor.
Bu işin bir avantajı da medya ajanslarına. Eğer videolar tıklanmazsa suçu yapay zekâya atabilirsiniz. 🙂
Aynada Beğendin mi? Bir de TikTok'ta Gör!
Bershka, TikTok’a özel, artırılmış gerçeklik (AR) destekli “Giyilebilir Sanat” koleksiyonunu tanıttı. Los Angeles merkezli FFFACE.ME ile birlikte geliştirilen koleksiyon, TikTok’ta paylaşım için optimize edilmiş beş özel t-shirt ve sweatshirt tasarımına sahip. QR kodları okutarak AR efektlerine ulaşabildiğiniz bu yeni özellik, TikTok'ta eğlenceli bir dünya bir dünya sunuyor. Artık kıyafetlerin nasıl göründüğüne aynadan değil sosyal medya üzerinden bakabileceksiniz.
Meta’nın artırılmış gerçeklik araçlarını barındıran Spark platformunu kapatma kararı Bershka’nın Instagram’dan TikTok’a geçiş yapmasına sebep olmuş. Marka daha önce Instagram’da oluşturduğu koleksiyonlarından 10 milyondan fazla etkileşim elde etmişti.
Bu yazıyı okurken aklıma Özgür Alaz’ın sentetik marka ile ilgili yazdıkları geldi. TikTok ve Bershka’nın yaptığı da bunun vücut bulmuş hali. Bershka artık sadece bir giyim markası değil, dijital bir deneyim sunuyor. Aldığınız kıyafetlerdeki QR kodları sayesinde TikTok'ta kullanabileceğiniz özel efektlere ulaşabiliyorsunuz. Yani gardırobunuz artık hem evinizde hem de sosyal medyada size eşlik ediyor. Gerçek ve dijital dünyayı birleştirerek gençlerin hayatına dokunan marka, genç müşterilerinin sadece ne giydiğiyle değil, sosyal medyada nasıl var olduğuyla da ilgileniyor.
Amazon’da Ucuz Alışveriş Dönemi
Amazon, daha önce duyurduğu düşük maliyetli ürünler satan platformu Haul’u ABD’de kullanıma açtı. Ürün fiyatları 20 dolar ile sınırlı. 25 dolar ve üzeri siparişlerde de kargo ücretsiz. Ürünlerin tamamı Amazon garantisinde. Platform, müşterilerin geribildirimleri doğrultusunda da sürekli geliştirilecek.
Temu ve Shein’e olduğu gibi ucuz ürünlerle ilgili çevresel etkiler ve kalite konusundaki endişeler Haul için de geçerli. Haul’un Çin’deki depolarından yapılan sevkiyatlar, Trump’ın seçim zaferi sonrası planladığı %60’lık gümrük vergisiyle birlikte önemli bir engel haline gelebilir.
Güzel İşler
Noel reklamlarının demirbaşları penguen ve kardan adam bu yıl izinli! John Lewis, "The Gifting Hour" reklamında klasik karakterleri kenara çekip yerini iki kız kardeşin hikayesine bırakıyor. Penguen yerine insan, kardan adam yerine duygular, Noel Baba yerine kardeş sevgisi başrolde. Şarkısı ve hikayesiyle oldukça duygusal bir reklam. Müşteri çekme potansiyeli yüksek.
Kim derdi ki bir gün erkeklerin de hamilelik testi yaptıracağını. Ama artık yapıyorlar. Bir İngiliz gencin "yanlışlıkla" yaptığı hamilelik testi, tıp dünyasında yeni bir kapı açtı. Test pozitif çıktı. Ama endişelenecek bir şey yok. O andan itibaren, bazı testis kanseri türlerinin bu şekilde teşhis edilebileceği anlaşıldı.
De Alba Kanser Vakfı ve Ogilvy Mexico’nun “Test-icles” kampanyası, testis kanseri farkındalığını artırmak için erkekleri hamilelik testi yapmaya davet eden bir kampanya başlattı. Hatta işi daha eğlenceli hale getirmek için Ano ve Nato adında iki sevimli 3D karakter yarattılar. 56 influencer ile işbirliği yaparak kampanyanın daha çok kitleye duyurulması amaçlandı ve istenilen de elde edildi.
Peki bugün hamilelik testinizi yaptınız mı beyler? 😂
Ve bu haftada bültenin sonuna geldik.
Eğer size değer kattıysak beğen butonu hemen altta.
Bülten hakkında görüş ve önerilerinize her zaman ihtiyacımız var.
Keyifli okumalar…