Executive Summary - Yapay Zeka - 5
Profesyoneller için yapay zekâ gündemi - 14 Temmuz 2024
Executive Summary’nin tüm eski sayıları için TheExecutives.net.
Kaldığımız yerden
İlk bölümümüz, geçmiş haftalarda konuştuklarımızla bağlantılı haftanın başlıkları.
Daha önce yapay zekanın yakında doktora seviyesine geleceğinden bahsetmiştim. İlgili yazıda geçen lise, üniversite ve doktora seviyesi gibi bir sınıflamanın göreceli olduğu aşikâr. Bu sebeple OpenAI, insan seviyesinde yapay zekaya ulaşma yolunda ilerlemeyi takip etmek için beş seviyeli bir kategorizasyon oluşturdu:
1. “Mevcut seviye”: Konuşma yapabilen YZ (ChatGPT gibi)
2. "Akıl Yürütücüler": Temel problem çözme becerisine sahip, doktora dereceli bir insan seviyesinde YZ
3. "Temsilciler": Kullanıcı adına çeşitli görevleri yerine getirebilen YZ
4. "Yenilikçiler": Yeni icatlar geliştirmeye yardımcı olabilen YZ
5. Bir organizasyonun işlerini yapabilen YZ
Şimdilik birinci adımdayız ama ikiye de baya yakınız. :)
OpenAI ile ilgili güvenlik endişelerinden daha önce bahsetmiştim. Bu haftanın gündeminde eski çalışanların OpenAI konusundaki açıklamaları var. İlk açıklama GPT4o’nun yeterince test edilmeden lansmanın yapıldığı yönünde. OpenAI’ın rekabet sebebi ile süreçleri hızlandırdığı ve çalışanları zorladığı biliniyor. Eski çalışanlardan William Saunders, “Apollo görevi mi yoksa Titanic görevi mi?” sorusuyla OpenAI’ın çalışma mantığını irdeliyor. OpenAI’ın, güvenliği ihmal ederek giderek daha büyük gemiler inşa eden Titanic'e benzediğini fark edince istifa ettiğini söylüyor. Yapay zekanın güvenliğinden belli ki önümüzdeki haftalarda da bahsetmeye devam edeceğiz.
Daha önce yapay zekalı otonom silahlar ve işin etik boyutu hakkında yazmıştım. The Atlantic makalesi ticarileşmiş teknolojilerin modern savaşlardaki artan rolünü ele almış. Makale, Ukrayna'daki çatışmanın başlangıç aşamalarında Silikon Vadisi şirketlerinin sağladığı gerçek zamanlı istihbarat ve yenilikçi çözümler ile insansız hava araçları ve otonom sistemler gibi çeşitli ticari çözümlerin, Rus tehdidine karşı rekabet avantajı yarattığını söylüyor ve gelecekteki çatışmalarda stratejik üstünlüğün, esnek ve geleneksel olmayan teknolojileri kullanabilen ülkelerde olacağı vurgulanıyor. Savunma sanayiinde otonom silahlara ve yapay zekaya yatırım giderek önemli olacak.
Daha önce yapay zekalı otonom silahlardan bahsederken alınan yanlış kararların sorumlusunun kim olacağını da sormuştum. Tetiği yapay zekâ çekerse sorumlu kimdir? Ahlaki bu soru, farklı bir alanda, otonom arabalarda şimdiden probleme dönüşmüş durumda. Geçen haftalarda Google’ın sürücüsüz araç projesi Waymo’nun bir aracı yanlışlıkla karşı şeride girdi. Duruma müdahale eden polis aracı durdurdu ve acı gerçekle karşılaştı. Ters şeride girmiş ve olası kazalara davetiye çıkarmış araca, sahibi şirkete, teknolojiyi geliştirene, kısaca kimseye ceza yazılmadı.
Google ve aramanın geleceği üzerine de yazmıştım. Arama motoru reklam gelirleri Google’ın en önemli gelir kalemi. Google’ın bu alanda pazar kaybına tahammülü yok. Gelen veriler gösteriyor ki ortalık ChatGPT, Claude ya da benzeri dil modelleri ile yıkılsa da Google pazar payını koruyor. Geçtiğimiz ay ChatGPT web ziyaretleri %12 düşerken Google'ın küresel arama pazar payı %91,1'e yükseldi. Google’ın arama sonuçlarına yapay zekâ motoru Gemini’yi entegre etmesi çokça eleştirilmişti. Daha önce de belirttiğim gibi bu entegrasyon, Google için bir seçim değil, bir zorunluluk. Şimdilik işe yaramış gibi de gözüküyor.
Kısa Kısa
Önce benim gibi yazı yazanları ve sizin gibi okuyucuları ilgilendiren bir haber. Yapılan bir çalışmada ChatGPT gibi yapay zekâ sistemlerinden alınan önerilerin, doğal yaratıcılığı düşük olan yazarların yaratıcılığını artırdığı, yüksek olanları ise pek etkilemediği bulunmuş. Ayrıca yapay zekâ daha az yaratıcı yazarların hikayelerinin birbirine daha çok benzemesine yol açmış. Yaygın kullanımı özgünlüğü ve çeşitliliği tehdit edebilir diye düşünebilirsiniz. Haklısınız. Geçen hafta Slop’tan bahsetmiştim. Slop içeriklerden oluşan zombi internete hazırlanın.
Yukarıdaki zombi internet tanımı yapay zekâ tarafından üretilen içeriklerle dolu, insanlar arası gerçek sosyal etkileşimin azaldığı bir internet ortamını tanımlıyor. Zombi deyince insanın aklına ölmüş yazarların üretime devam ettiği başka türlü bir internet deneyimi de gelmiyor değil. Henüz o kadar ileriye giden çıkmadı ama eski blog yazarlarını diriltmeyi başardılar. :)
Eski bir Apple teknoloji blogu olan TUAW (The Unofficial Apple Weblog), 2015 yılında AOL tarafından kapatılmıştı. Geçen yıl alan adı satın alınarak tekrar yayına başlayan blog, 10 yıldan uzun süre önce ayrılmış eski yazarların isimleri kullanılarak yeni makaleler yayınlanmaya başladı. Örneğin siteye ismiyle yeni yazılar yüklenen Christina Warren, 2009’da blogdan ayrılmış. Bu diriltme teknolojisini geliştiren girişimci Haider Ali Khan‘ın sitesinin açılmaması büyük talihsizlik. Bu yöntemin aynı kişi tarafından Soup.io ve ilounge sitelerinde de kullanıldığı belirlenmiş. Yapay zekâ kullanarak içerik üretmek bir dereceye kadar makul karşılanabilir. Ama birinin ismiyle, kimliğiyle onu taklit ederek sahtekarlık yapmak yeni bir zombi internet yaratabilir. :)
OpenAI ve Microsoft’a telif ihlali için dava açan New York Times’ın, GitHub verilerinin sızdırılması sonucu "OpenAI Styleguide" adlı bir projede, başlık oluşturma ve yazı stilini düzenleme gibi görevler için OpenAI'nin DaVinci modelini kullandığı tespit edildi. Tamamlanmayan bir projede ise NYT’nin ChatGPT'yi kullanarak başlık taslakları oluşturmaya ve köşe yazılarına otomatik olarak "karşı görüşler" üretmeye çalıştığı açığa çıktı. NYT sözcüsü, bu çalışmaların sadece deney olduğunu, kullanılmadığını söylemiş. "Gazetecilerimizin ve izleyicilerimizin yararı için yapay zekanın potansiyel uygulamalarını denemeye devam ediyoruz." gibi yuvarlak cümleler kurmaktan çekinmemiş. Kendi telif haklarını (ki milyonlarca başka içerik üreticisinin de) ihlal ettiğini düşündüğün ve dava ettiğin teknolojiyi, daha fazla tık, daha fazla etkileşim kazanmak için kullanmak fazla ironik.
Yeni bir araştırma 2023’ten sonra yazılan bilimsel makalelerin %10’nun büyük dil modellerinden etkilendiğini gösteriyor. Ben tespit yöntemine bayıldım. Son yıllardaki çalışmalarda "delves", "showcasing" ve "underscores" gibi kelimelerin makalelerde daha sık kullanıldığını fark etmişler ve bunu ayırıcı unsur olarak belirlemişler. Bu araştırmayı okuyan sonra makale yazarları ek bir prompt’a ihtiyaç duyacaklar: “Never use “delves”, "showcasing" ve "underscores" in the text.”
Bayıldığım bir kavram var: “AI Washing.” Tıpkı petrol şirketlerinin çevreci görünmek adına “greenwashing” yapması gibi bir çeşit aklama paklama çabası. Nasıl oluyor derseniz her ürünün ya da hizmetin yapay zekâ kavramı genişletilerek yalan yanlış şekilde sulandırılması ve “daha teknolojik bir ürün” olarak pazarlanması ile oluyor. Geçtiğimiz 10 yılın teknoloji girişimleri arasında yaygın tanım “blockchain tabanlı” olmaktı. Son iki üç yıldır trend değişti. Trend, çamaşırlarımızı yapay zekâ ile analiz eden çamaşır makineleri, size yapay zekâ ile taksi çağıran telefon uygulamaları, yapay zekâ teknolojisi ile çalışan vantilatör şeklinde saçmalayarak devam ediyor ve edecek. Doğal olarak her şeyin yapay zekalı olduğu sulandırılmış ıslak gelecek hayalleri gerçek ile abartıyı ayırmamızı zorlaştırıyor.
Yapay zekâ teknolojileri finansal bir balon mu?
Daha önce ne kadar konuşulursa konuşulsun toplumun büyük bir bölümünün bu teknolojilerden haberdar olmadığını, çok daha büyük bölümünün bu teknolojileri hiç kullanmadığını yazmıştım. Geçen hafta da The Economist makalesinden bir alıntı yaparak “Amerika'nın batı kıyısında YZ heyecanı yüksek ancak YZ’nin etkisi minimal görünüyor.” diye belirtmiştim. Bu konuya şüpheyle yaklaşanların sayısı artıyor.
FT makalesi, “Teknoloji balonları söz konusu olduğunda birkaç gerçek vardır. Bunlardan biri, balonun içindeyken bunu görmenin genellikle zor olduğudur: net etki aşırı görünse bile, her bir harcama veya yatırım kararı rasyonel görünebilir.” diye başlıyor. Bugün başta 5 dev teknoloji şirketi olmak üzere herkes yapay zekâ dalgası üzerinde sörf yapıyor. Güçlü nakit akışları ile devasa yatırımlar yapan devlerin haricinde de sürekli “devrim niteliğinde” teknolojik gelişmeler medya tarafından üzerimize boca ediliyor. İşin dar boğazı ise bu teknolojilerin tüketiciler tarafından henüz yaygın şekilde kullanılmaması.
Yapay zekâ dalgası en çok Nvdia’ya yaramış gibi gözüküyor. Nvidia'nın hisseleri bu yılki gelirinin 25 katından işlem görüyordu. Son altı ayda 45 katından işlem görmeye başladı. Sebep? “Fiyat hikayenin de önüne geçmiş gibi gözüküyor.”. Açıklamama izin verin.
Bardağın dolu tarafına bakanlara göre Nvidia'nın hisse senedi değerlemesi ve gelecek beklentileri oldukça yüksek. Gelirinin bu mali yılda ikiye katlanması bekleniyor. Önümüzdeki dört yılda gelirinin tekrar ikiye katlanması öngörülüyor. Şüpheciler, hisse senedi fiyatının, şirketin potansiyel büyümesinin çok ötesine geçmiş olmasından endişeli. Nvidia'nın müşterilerinin açıklanan YZ yatırım planları, şirketin beklenen büyümesini destekleyecek kadar büyük olmadığını söylüyorlar. Üstelik YZ kapasitesi oluşturmak ve işletmek, mevcut teknolojilerden daha maliyetli. Tüm bunların üzerine YZ’nın yeteneklerinin abartıldığı ve bir devrim gerçekleşmediği düşünüldüğünde, ben şüphecilere bir tık daha yakınım.
İşimizi elimizden mi alacaklar, işe mi yarayacaklar?
OpenAI çok değil 2 ay GPT4o’yu ve yeni ses özelliklerini tanıtmıştı. Bir kısım özellik kullanıcılara açılsa da henüz ses asistanları herkesin kullanımına açılmış değil. Yakında da açılmayacak gibi duruyor. Tam bir hayal kırıklığı diyorsanız 6 sene önce restorandan sipariş veren Google Assistant’ı hatırlamanızı öneririm. Her geçen gün bu konuda ilerleme kaydedilse de geçen yıllara rağmen ortada henüz bu kapasitede bir ürün yok.
Yapay zekanın işimizi elimizden alıp almayacağı tartışmalı bir konu. Üzerine uzun uzun yazmak, konuşmak lazım. Hayatımızı kolaylaştıracağı ise tartışmaya kapalı. Özellikle yapay zekâ asistanları (agents - temsilciler) hayatımızı kolaylaştırabilir. Gelin önce bu YZ temsilcileri tanımlayalım. YZ temsilcileri, kabaca çevresiyle etkileşime girebilen, veri toplayabilen ve önceden belirlenmiş hedeflere ulaşmak için kendi kendine kararlar alabilen ve bunun için yapay zekayı kullanan araçlar.
YZ temsilcileri, karmaşık görevleri basitleştirerek ve otomatikleştirerek çalışır. Sıradan chatbotların hazır cevaplarından farklı olarak YZ temsilcileri rasyonel karar alabilir, veri toplayıp analiz ederek öngörülerde bulunabilir ve sonraki görevleri otonom olarak belirleyebilirler. Bu özellikleri ile neredeyse her sektörde hayatımızı kolaylaştırabilir ve insana olan ihtiyacı azaltabilirler. (Birilerini işsiz bırakabilirler). Hazırsanız bir çırpıda hangi işleri yapabileceklerini paylaşayım.
Müşteri hizmetleri için sanal asistanlar, destek hizmetleri
Sağlık hizmetleri için teşhis yardımcıları, görüntüleme uzmanları, hasta takip sistemleri
Finans ve bankacılık için otonom yatırım danışmanları, risk ve kredi değerlendirme
Eğitim için kişiselleştirilmiş öğrenme asistanları
Ulaşım ve lojistik için otonom araçlar, şehir trafik yönetimi
Medya ve eğlence için içerik otomatik altyazı oluşturma, komutla
Turizm ve seyahat için seyahat planlama asistanları, otel ve restoran önerileri
Spor ve fitness için kişiselleştirilmiş antrenman programları, beslenme tavsiyeleri
Yazılım geliştirme için kod analizi ve optimizasyonu, hata ayıklama asistanları
Executive Summary’nin amacı fikir vermek olduğu için listeyi uzatmıyorum. Özetin özeti temsilcilerin girmeyeceği sektör yok gibi. Bu konuda LLM modellerinin ötesinde, sektörel verilerle beslenmiş ve sektöre özel geliştirilmiş yapay zekâ araçlarını göreceğiz. Hemen gündemden birkaç örnek verelim.
OpenAI'nin CEO'su Sam Altman ve girişimci Arianna Huffington, Thrive AI Health adlı ortak projelerinde, kişisel sağlık ihtiyaçlarına göre davranış önerileri sunan bir sohbet robotu geliştirmeyi hedefliyorlar. Bu sohbet robotu, örneğin diyabetli bir kullanıcının biyometrik verilerini analiz ederek kişiye özel beslenme veya egzersiz stratejileri önerebilecek. Şerefsizim aklıma gelmişti. :) Bu üründen beklenti Amerikan sağlık sisteminde bir “devrim” gerçekleştirmekmiş. “Hangi sağlık sistemi?” şakasıyla konuya devam ediyorum.
Amazon, Prime Day öncesinde yeni yapay zekâ destekli alışveriş asistanı Rufus'u duyurdu. Rufus, Amazon alışveriş uygulamasına entegre edilmiş halde. Sadece Amerika’da hizmet verecek ve ayrıntılı ürün sorularının yanı sıra öneri, ürün karşılaştırma, gönderi takibi, sipariş geçmişi gibi konularda kullanıcılara yardımcı olacak.
YZ temsilcilerinin hayatı kolaylaştırması sadece sıradan vatandaşa yönelik değil. Bu temsilciler kötü niyetli kişiler tarafından da kullanılabilirler. Sizi telefonla arayan otonom dolandırıcı botlara “Merhaba!” deyin. Yakın gelecekte dolandırıcılar da işsiz kalabilir. :)
YZ teknolojisinin şimdiden dolandırıcılara karşı kullanıldığını da paylaşayım sizinle ve bu sayıyı bitirelim. İsmini Yunan aldatma tanrıçası Apate'den alan proje için geliştirilmiş Malcolm ve İbrahim isimli iki YZ sohbet botu çeşitli kişilikler, duygular ve aksanlar simüle ederek dolandırıcılarla etkileşime geçiyor. Bu botlar, dolandırıcıları meşgul ederek ve taktiklerini analiz ederek gerçek insanların dolandırılmasını engelliyor.
Gelecekte dolandırıcı botlar, dolandırıcılığı engelleyen botlarla konuşacaklar. Yapay zekâ ile yazılmış e-postaları, yapay zekalar cevaplayacaklar. Muhtemelen Executive Summary’i yapay zekâ yazacak ve okuyucu da okumak yerine özetin özetini çıkartacak. :)
Bir sayının daha sonuna geldik. Haftaya görüşmek üzere!